Katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bülbül, “Bu siyasi bir manevradır, siyasi bir hamledir. CHP’nin de dile getirdiği husus son derece manidar. Çok kıymetli buluyorlar ortak akıl gelişmesini. Günaydın onlara. Türkiye’de ortak aklın gelişmesi gereken bir an vardı, o kadar hayati bir andı ki; Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, o zaman işaret etmişti. ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 14 Temmuz’daki siyasi anlayışla Türkiye’de yola devam edemeyiz. Türkiye çok büyük bir saldırı altındadır ve Türkiye’nin bekası söz konusudur, risk altındadır, buna dair tedbir almamız lazım. Siyasi kutuplaşmadan uzak bir şekilde yol yürümemiz lazım. Milli Birlik ve bütünlük içerisinde, kenetlenerek yol yürümemiz lazım’ demişti. Bunun ete kemiğe büründüğü an; 7 Ağustos 2016’da yapılan Yenikapı mitingiydi. Bir Yenikapı ruhu oluştu burada. Bu Yenikapı mitingineSayın Kılıçdaroğlu önce katılmayacağım dediher zamanki gibi, sonra kararını değiştirerek, katıldı. Kendi katıldığı toplantıda ifade ettiği hususları üç beş gün sona kendisini tekzip edecek şekilde bambaşka fikirlerle milletimizin önüne çıktılar. Eğer bir ortak akıl geliştirilecekse Yenikapı ruhu üzerinden bir ortak akıl geliştirilmeliydi ama onlar ortak aklı geliştirmek yerine Yenikapı ruhunu ve ortak aklı felç etmeyi tercih ettiler. Bugün yapmış oldukları çağrının millet nezdinde bizim nezdimizde en ufak bir geçerliliği olamaz. Hiçbir şekilde de samimi olarak kabul edilemez” dedi.
CHP İLE HANGİ MASAYA OTURACAĞIZ
“Türkiye’de 15 Temmuz gibi şehidimizin, şühedamızın olduğu bir darbe girişimine kalkıp kontrollü darbe dediğiniz bir ortamda biz sizinle hangi masada oturacağız” diye soran Bülbül, “Almanya’ya gidip Türkiye’de can ve mal güvenliği kalmamıştır, Türkiye’ye yatırım yapmayın çağrısı yapacaksınız siz Kılıçdaroğlu olarak, şimdi ortak akıldan bahsedeceksiniz. Türkiye’ye birileri üzerine canlı canlı toprak atmaya çalışırken, sizde elinize bir kürek alıp bizde atalım diyeceksiniz, ondan sonra ortak akıldan bahsedeceksiniz. Afrin’e operasyon yaparken, operasyona karşı çıkacaksınız, yaşasın şanlı Afrin direnişi diyen HDP’lilerle PKK’lılarla beraber boy göstereceksiniz arkasından çıkacaksınız ortak akıldan bahsedeceksiniz. İdlib’de mücadele verirken Mehmetçik’imiz, o mücadeleyle alakalı olarak Türkiye bir batağın içerisine sürüklendi, yok olup gideceksiniz deyip sanki oradaki Mehmetçik bizim Mehmetçik’imiz değilmiş gibi sizli bizli konuşup, sanki orada MHP’nin ve AK Parti’nin askeri varmış gibi değerlendirip, topluma böyle bir hava yayıp ondan sonra ortak akıldan bahsedeceksiniz. Böleceğiniz kadar böldünüz, ötekileştireceğiniz kadar ötekileştirdiniz, şimdi de ötekileştiren taraf olarak, ortak aklı kabul etmeyen taraf diye bizleri işaret edeceksiniz. Bunu kimse yemez” ifadesini kullandı.
SAYIN AKŞENER HAYIR MI, NE DEĞİŞTİ?
MHP’li Bülbül, İP Genel Başkanı Meral Akşener’e de aynı tonda tepki göstererek, “Sayın Akşener, çıkmış dün kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak ifade ettiği HDP’yi bugün PKK’nın siyasi uzantısı olarak ifade etmeye başlamış. Bunun arkasından da bu memleket masası tekliflerinde bulunuyor. Bu siyasi manevralara niye ihtiyaç duyuluyor, hayır mı, ne değişti?” diye sordu.
ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ
Bugüne kadar HDP ile birlikteliğini gizleyen ve kabul etmemekte direnen İP’in artık ifşa olduğunu söyleyen Bülbül, şöyle devam etti: “Dün Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak değerlendirdiğiniz HDP’ninPKK’nın uzantısı olduğunu bilmeyen mi var. Kendisi de dahil olmak üzere. Ama siyaseten işlerine gelmedi. Beraber olmak ve beraber iş yapmak işlerine geldi. Bugün Sırrı Süreyya Önder’in söylediklerini nasıl cevaplandıracaklar. Eş başkan konuşuyor birlikteliklerini, Fatma Kurtulan’ın daha dün Meclis’te İyi Parti sıralarına dönerek, ‘Siz buraya kimin desteğiyle geldiniz’ diye çıkışmalarını hatırlıyoruz. Bunlar bu kadar ortadayken, şimdi de ispat bekliyorlarmış. Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?”
CUMHUR İTTİFAKI TERTEMİZ VE ALENİDİR
Bülbül, bu yapıların Cumhur İttifakı ile yan yana gelmelerinin söz konusu olamayacağını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
Bu şartlar altında siyaseten bir iflas korkusu içerisinde birtakım manevralar, birtakım debelenmeleriçerisine girildiği bir ortamda, bunların samimi değerlendirmeler olduğunu düşünüp, Cumhur İttifakı gibi tertemiz, aleni bir şekilde oluşmuş, belli bir protokol çerçevesinde hedeflerini ortaya koymuş ve belli etmiş. Bu çerçeve üzerinde hareket eden bir yapıyı siz kalkıp da kendi anaforunuzun içerisine çekemezsiniz. Buna kimse müsaade etmez. Zaten Liderlerin vermiş olduğu cevaplarda bu doğrultudadır.”